İTB YK Başkanı Sayın Işınsu KESTELLİ'nin Şubat Ayı Meclis Konuşması
Sayın Üyemiz,
Borsamız Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Işınsu KESTELLİ'nin 22 Şubat 2021 Pazartesi günü gerçekleşen İTB Olağan Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşma aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır.
Sayın Başkan,
Meclisimizin değerli üyeleri,
Kıymetli misafirler,
Yönetim Kurulumuz adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2020’nin ilk ayından başlayarak canımızı sıkan kötü haberler, ne yazık ki 2021’de de yakamızı bırakmıyor.
Güzel izmir’i vuran deprem, sel ve fırtınaya üzülürken, Irak’ın kuzeyinden gelen haber içimizi yaktı.
Kanlı terör örgütü PKK tarafından yıllardır alıkonulan 13 devlet görevlimiz, Gara Bölgesi’nde düzenlenen kurtarma operasyonu sırasında PKK’lı teröristler tarafından şehit edildi.
Bir kez daha yüreğim sızlayarak şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
Şartlar ne olursa olsun, terörle mücadelede her zaman olduğu gibi bugün de “ama, fakat” demeden devletimizin yanındayız.
Milletimizin başı sağ olsun.
Hayatımızda bir yılı dolduran salgın nedeniyle meclisimizi bir kez daha uzaktan erişimle yapıyoruz.
Bu süre zarfında hepimizi sadece dostlarla yan yana olamamanın özlemi değil geleceğe ilişkin belirsizlikler de olumsuz etkiledi.
Hepimiz çok büyük bedeller ödedik, ödüyoruz.
Ama iş insanları olarak bizim bardağın dolu tarafına odaklanmak gibi bir sorumluluğumuz var.
Bu nedenle geleceğe bakarken, temkinli bir iyimserlik yaratan gelişmeleri önceliklendirmemiz gerekiyor.
Aşılamada ulaşılan hız ve vaka sayısındaki gerileme, -risklere rağmen- umut verici.
Geçtiğimiz gün Sayın Valimizle gerçekleştirdiğimiz toplantıda İzmir’in ülkemizde vaka sayısı olarak sıralamada tam ortada olduğunu öğrendik.
3 büyük şehirden biri ve turistik bir kent olarak bu başarıda emeği olan başta İl Sağlık Müdürümüz olmak üzere tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Salgının birinci yılında genişletilen esnaf destekleri olumlu.
Endişelere karşın mart ayında kademeli olarak başlaması planlanan normalleşmenin, ciddi bir kırılma olmazsa umut verici olduğunu düşünüyoruz.
Yaşanan travmaya rağmen 2020 yılında ekonominin yüzde 2’ye yakın büyüdüğüne dair beklenti, Türkiye’nin üretici kaslarının gücünü ve tüketimdeki dinamizmi bir kez daha teyit ediyor.
- Merkez Bankası’nın sıkı para politikasındaki kararlı tutumu, uluslararası kurumların Türkiye beklentilerini pozitife dönüştürmüş durumda.
- Kurdaki istikrar ve faizlerde kalıcı gerileme, bu havayı destekleyecektir.
İlave olarak, ekonomi ve hukuk alanlarında artık finale gelen reform hazırlıkları, gelecek için iyimser beklentileri artırıyor.
Tekrar altını çizerek söylemek isterim ki; pek çok sorunumuza rağmen daha iyisini yapabilecek güce, bilgi ve birikime sahibiz.
Yeter ki karşı karşıya kaldığımız meydan okumaları toplumsal motivasyona dönüştürme konusunda elimizden geleni yapabilelim.
Sevgili üyeler,
Covid-19 salgını ile sağlıklı beslenmenin önemi bir kat daha arttı.
bu süreçte, anavatanı anadolu olan bakliyat grubu ürünler ciddi anlamda öne çıktı.
Ülkemizde de üretimi ve tüketimi yüksek olan bakliyatlar, protein, lif,
ve mikro besin açısından zengin, güvenli ve besleyici bir besin grubu.
bakliyat ayrıca mutfak kültürümüzün temel parçası olması sebebiyle bir emtianın çok ötesinde, sahip çıkmak zorunda olduğumuz bir gastronomi mirası özelliğini taşıyor.
FAO Genel Müdürü QU Dongyu, 10 şubat dünya bakliyat günü etkinliğinde bu ürün grubunun tarımdaki faydalarını da çok çarpıcı sözlerle ifade etti.
Dongyu’ya göre;
- Bakliyat tarımı toprakta yüksek kaliteli organik madde salınmasını sağlıyor,
- toprak besinlerinin dolaşımını ve su tutulmasını kolaylaştırıyor,
- Daha az gübre, daha küçük su ayak izi ve daha az enerji kullanımı ile çok daha düşük sera gazı emisyonu sağlıyor.
Ancak sofralarımızın geleneksek tadı olan bakliyat gençler arasında maalesef yeterince ilgi görmüyor.
Pandemi döneminde küresel bakliyat tüketimi yüzde 9 oranında artış gösterse de değişen yeme-içme alışkanlıkları başta genç nesil olmak üzere insanları ayak üstü beslenmeye yöneltiyor.
Bir başka önemli konu da ülke olarak bir dönem net ihracatçı olduğumuz bu ürün grubunda son yıllarda ithalatın daha baskın hale gelmesi...
2020 yılında bakliyat grubu ürünlerden;
- Nohutta 630 bin ton üretim gerçekleştirirken, net 115 bin ton ihracat yaptık.
- Kuru fasulyede 280 bin ton üretimimiz var. ithalat miktarımız ise 114 bin tona ulaşmış durumda.
- ülke olarak 5 bin ton bakla üretirken yaklaşık 4 bin ton ithalat yapıyoruz. bu üründe neredeyse ürettiğimiz miktar kadar satın alıyoruz.
- Mercimekte ise 370 bin ton üretim yapmamıza rağmen net 200 bin ton ithalatımız var. üstelik bu ithalatın çok önemli bir kısmını, 40 yıl önce mercimek üretimi neredeyse sıfır olan kanada’dan gerçekleştiriyoruz.
Mercimek demişken Migros’un eski CEO’ su Sevgili Cem Rodoslu, İrfan Donat moderatörlüğündeki podcaste konuk olduğunda bu konuya değinmiş.
Rodoslu “Kinoa super food ise mercimek hiper food ama pazarlama ile algı yaratamıyoruz” demiş.
Kendisine katılmamak elde değil.
Sohbetin devamını 4 Element ve İnsan kanalımızdaki podcastte bulabilirsiniz.
Sonuç olarak, 2020 yılı bütün dünyada pandemi mücadelesi ile geçti.
Bu dönemde ihracatımız yüzde 6 oranında gerileyerek 170 milyar dolar, ithalatımız ise yüzde 4 oranında artarak 194 milyar doların üzerine çıktı.
Tarımsal ürünlerin toplam ithalattaki payı yüzde 8 olurken, ihracat içerisindeki payı ise yüzde 12’nin üzerine çıktı.
Tarım ve gıda alanında halen ihracat fazlası veriyoruz ancak makas giderek daralıyor.
Sahip olduğumuz potansiyeli yeterince değerlendiremediğimiz, modern üretim tekniklerini yaygınlaştıramadığımız için de üretim miktarı ve verimlilik alanında geri kaldığımız çok net.
Borsa olarak İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’ni bir an önce ete kemiğe büründürme arayışımızın ardında da bu gerçek yatıyor.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl fizibilite çalışmasını tamamlamıştık.
Pandemi döneminde İTTM’nin kurumsal yapılanması, çalışma modeli üzerinde son iyileştirmelerimizi tamamladık.
Bakanlıklara, kamu kurumlarına, meslek odalarına, üniversitelere, yerli ve yabancı tarım teknolojileri ekosistemlerine projemizi anlatmaya başladık.
Projenin Akademik İş Birliği kısmında YAŞAR ve YÜKSEK TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTELERİ ile birlikte çalışmak üzere işbirliği protokolü imzaladık.
Şubat ayı başında İzmir Kalkınma Ajansı’na güdümlü proje başvurumuzu gerçekleştirdik.
Ajans yönetim kurulumuz projeyi büyük bir beğeni ile kabul ederek onayladı.
Şimdi önümüzde sanayi ve teknoloji bakanlığımız’ın onay süreci bulunuyor.
Bu süreci de kısa zamanda sonlandırıp proje faaliyetlerine bu yılın birinci yarıyılı dolmadan başlamayı ümit ediyoruz.
Değerli üyeler,
Sözlerime son verirken iletişim alanındaki faaliyetlerimizden de kısaca bahsetmek istiyorum.
130. yılımızı kutlayacağımız 2021 yılını Borsa’nın dönüşüm yılı ilan ettik. Kabuğumuzu değiştirirken yani binamızı yenilerken iş yapma şekillerimiz de yeni dünya kurallarına ayak uyduruyor.
Elektronik salon işlemlerinde önemli bir mesafe kat ettik.
E-tescil, üyelik işlemleri ilgili online hizmetlerin gelişmesi yönünde çalışmalarımız son hızla devam ediyor.
Pandemi sürecinin zorluklarını aşmak için hizmetlerimizi mümkün olduğunca online ortamda da gerçekleştirmek için çaba sarf etmeye devam ediyoruz.
İletişim çalışmalarımızdaki yeniliklerden de her toplantıda sizlere kısaca bahsediyorum.
Bugün sizlerle dergimiz ile ilgili aldığımız önemli bir kararı paylaşmak isterim.
Dergimizi yenilemek için 2020 yılında pek çok görüşme gerçekleştirdik.
Karşımıza çıkan yüksek maliyet ve derginin geniş kitlelere ulaşmasının güçlüğü ve yeni dijital mecraların üye iletişimindeki etkinliği, bizi derginin yayın hayatını sonlandırma kararı almak zorunda bıraktı.
Bu alandaki enerjimizi ve kaynaklarımızı dijital mecralarda büyüme faaliyetlerimizde ve farklı prestij yayınlar yaparak kullanmaya karar verdik.
Türkiye’deki Oda ve Borsalar arasında bir ilk olan “4 ELEMENT VE İNSAN” podcast yayınlarımız da bunlardan biri.
Hepinizi yayınlarımızı dinlemeye davet ediyor, sağlık, bereket dolu yarınlar diliyorum.
